//

Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Eryiğit Umur: “İşinin en iyileri ile ortaklıklar kurmayı çok önemsiyoruz”

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Endüstri Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde MBA yapan Eryiğit Umur, kariyerine Doğuş Grubu’nda Strategy Manager olarak devam etti. 2018 yılından beri Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su olan Eryiğit Umur ile grubun yatırımlarından hedeflerine birçok konuya değindik.

Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu dünyanın birçok ülkesinde, farklı noktalarda hizmet veren bir marka ve Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Eryiğit Umur, “Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu olarak, dünyada 23 ülkede, 55 şehirde 277 lokasyonda faaliyet gösteriyoruz. Yeme-içme portföyümüzü d.ream markamız altında yönetiyoruz. 15’i kendi yarattığımız marka olmak üzere toplam 45 markamızla, 18 ülkede, 40 şehirde ve 184 restoranda misafirlerimizi ağırlıyoruz” diyor. 

Yurt dışında birçok farklı büyük grupta, farklı stratejik ortaklıkları olduğuna değinen Eryiğit Umur, yeme-içme tarafında üç büyük gruptan bahsediyor: “Zuma, Roka, İnko Nito, Etaru ve Oblix gibi dünyaca ünlü markaları bünyesinde bulunduran Azumi Group ve Amazonico, El Paraguas, Numa Pompilio, Ten Con Ten, Quintin ve Aarde gibi kıymetli portföye sahip Paraguas Group, büyümeye devam ettiğimiz iki önemli ortaklığımız. Nusr-et de aynı şekilde Türkiye’de doğup birlikte yurt dışında büyüttüğümüz çok kıymetli bir ortaklığımız.” Umur, ayrıca son iki senede Zuma, Ruya, Coya, Günaydın, Nusr-Et ve Amazonico markalarıyla hem Avrupa’da hem Arap yarımadasında büyümeye devam ettiklerini söylüyor.

Markalar hangi stratejilerle seçiliyor? 

Lokal ve uluslararası marka portfolyosu ile dünya çapında önemli bir yere sahip olan d.ream etrafında yapılan ortaklıklar ve yatırımlara değinmek istediğimizde Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Eryiğit Umur, markaları nasıl seçtiklerine yönelik stratejilerine değiniyor: “Öncelikle bizimle bu yolda uzun süre yürümeye niyet eden ve işinin en iyileri ile ortaklıklar kurmayı çok önemsiyoruz” diyerek sözlerine başlıyor ve ekliyor: “Her zaman yurt içinde ve yurt dışında bütünsel deneyimi hayal ederek potansiyeli değerlendiriyoruz. Bazı markaların global ölçekte mimari tasarım ve konseptleri, servis deneyimleri, reçete ve menüleri ile dünya çapında büyüme hikayeleri olacaktır. Bazı markalar ise yerine göre bir veya 2 çok kıymetli lokasyonda kendi hikayesini daha exclusive bir şekilde anlatacaktır ama her biri toplam portföye değer katacak ve itibar kazandıracaktır.”

Rakamlarla Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu 

Pandemiye rağmen grubun hızlı bir büyüme grafiği var. Eryiğit Umur, bu konuda sayılarla konuşuyor: “Son iki yılda lokasyon sayımızı 208’den 277’ye yükseltme başarısını gösterdik. Haziran 2023 itibariyle 23 ülkede, 55 şehirde, 277 noktada, 7.700’ün üzerinde takım arkadaşımızla yeme-içme, turizm ve perakende sektörlerimizdeki markalarımız ile hizmet veriyoruz. Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu olarak 2023 yılında (20 restoran, 15 perakende noktası ve 1 otel) toplam 36 yeni lokasyonda açılış planladık. Büyüme hedeflerimiz doğrultusunda haziran itibariyle (12 restoran, 1 otel ve 7 perakende noktası) toplam 20 lokasyonun açılışını gerçekleştirmiş bulunmaktayız” ifadelerini kullanıyor.

Eater-Tainment stratejisi

Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Sn. Ferit F. Şahenk’in eater-tainment ile başlayan vizyonunun bugün dünya çapında bir felsefe haline geldiğini belirten Eryiğit Umur, d.ream’in kurulduğu ilk günden beri people/food/music unsurlarını bir arada barındırdığını anlatıyor: “Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu olarak biz deneyime bütünsel olarak bakıyoruz. Bu sebeple bizim için restoran yalnızca yemek verilen bir yer, otel yalnızca konaklanacak bir alan değil. Misafirlerimiz ile ilk karşılaştığımız andan rezervasyona, ziyaretleri boyunca yaşadıkları deneyimlerden kendilerini uğurladığımız ana kadar sunduğumuz hizmetlerin bütünsel bir deneyim olması birinci önceliğimiz.”

Doğuş Yeme-İçme ve sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik konusundaki projelere değinen Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Eryiğit Umur, otellerde ve restoranlarda gıda israfının azaltılması ve gıda atık yönetimi, gıda atıklarının yeniden değerlendirilmesi, plastik kullanımının azaltılması, sürdürülebilir tedarik zinciri ve yerli tedarik stratejileri uyguladıklarından da bahseden Umur, yağmur suyu toplama çalışmaları gerçekleştirdiklerinden bahsediyor.

Aynı zamanda sürdürülebilir gastronomiyi ve restorancılığı desteklediklerinden de bahseden Umur, “Paydaşlarına ve topluma karşı sosyal etkilerini değerlendiren, üretiminde minimum çevresel etki yaratmaya, karbon ayak izini ve gıda atıklarını azaltmaya odaklanan, yerel tedarikçilerle çalışarak yerel kalkınmayı destekleyen, sezonluk ürünleri, iyi tarım uygulama ürünlerini kullanan ve verimli ticareti destekleyen bir ekosistem için çalışıyoruz” diyor.

Social dining ve Chefs Collaboration trendleri

Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Eryiğit Umur, önümüzdeki dönem düşüncelerini ve planlarını aktarırken, inovatif gelişmelere de değiniyor ve lüks markaların ağırlama alanındaki yatırımlarının özellikle son yıllarda hızlandığını söylüyor.

“Misafirler için günümüzde tek bir mekanda farklı deneyimleri bir arada yaşayabilmek de önem kazandı. Buna şimdilerde ‘social dining’ deniyor. İyi yemek ve servisin yanı sıra eğlence deneyiminin de eşlik etmesi mekanları adeta bir üst seviyeye taşıyor. Ağırlama sektörünün en önemli rotalarından Londra’da da sıkça gördüğümüz trend ve markaların yatırımları bu yönde şekilleniyor. Londra’da Amazonico, İstanbul’da Frankie bunun güzel örnekleri” diyor ve bir başka nokta olan ‘Chefs Collaborations’ konusuna değiniyor. Bu konuda farklı mutfakların farklı şeflerin kendi deneyimlerini ortaya koyarak misafirlere alışılmışın dışında lezzetler sunmasının oldukça yaygın bir trend olduğunu söyleyen Umur, “Bizim için de şef kadromuzu geliştirmenin yanı sıra yeni yetenekler keşfetmek, benzersiz tatlar yaratmak önemli. Kurumsal olarak esnek bir yapımızın olması, hızla güçlü yeni yapılanmalar kurabilmemiz bize bu tip iş birliklerine girebilme ve başarılı yeni konseptler yaratabilme yetisi sağlıyor. Tolga Atalay danışmanlığında ortaya çıkan Biz İstanbul menüsü, Ömür Akkor’un eşsiz dokunuşları ile hazırlanan Nahita menüsü, Melih Demirel ile yeniden çalıştığımız Lacivert ve Didem Şenol ile hazırlanan D-Resorts Ayvalık’taki Nesil 1970 menüleri bunlara güzel örnekler” ifadelerini kullanıyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.