////

Divan Grubu CEO’su Murat Tomruk: “Divan, yepyeni hedefleri doğrultusunda, köklü kültürünün ışığında her geçen gün daha da büyümeye devam ediyor.”

Gastronomi sektörünün nabzını tutan FoodinLife dergimizin 83. sayısı için Divan Grubu CEO’su Sayın Murat Tomruk ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajın odak noktaları, Türkiye gastronomisi, turizm ve ağırlama sektörü yatırımları, ülkemizde restorancılık oldu.

“Ben İstanbul’un Londra, New York gibi bir gastrocity olma potansiyeline sahip olduğuna yüzde yüz inanıyorum” 

Bilindiği üzere Divan Grubu hem pastanecilik hem restorancılık alanında önemli bir oyuncu. Avrupa’da nüfus oranı en yüksek şehirlerden biri olan İstanbul’da gastronominin durumunu şöyle yorumluyor Tomruk: “Gastronomik açıdan ülkemizde önemli fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Özünden gelen muazzam bir Türk ve Osmanlı mutfak kültürümüz var. Ben İstanbul’un Londra, New York gibi bir gastrocity olma potansiyeline sahip olduğuna yüzde yüz inanıyorum. Bu yolda da önemli adımlar atıldı ve atılmaya devam ediliyor. Biz de Divan Grubu olarak bu yönde hızlı bir büyüme trendi içine girdik. Geçen yıl 12 tane yeni birim açılışı gerçekleştirdik. An itibariyle inşaatı devam eden 10 yeni birim açılışına odaklanmış vaziyetteyiz. Sene sonuna kadar üzerine yenileri de eklenecek. Bu birimlerimiz değişik tatlarda ve konseptlerde olacak; Türk mutfağı var, brasserie var, publar var. Şu aşamada paylaşmak istemediğim önemli sürprizlerimiz de olacak.”

Yıllardır Süregelen Divan Kültürü

Tomruk, “Türkiye’nin gastroekonomisini canlandıracak önemli taşlardan bir tanesi Divan.” diyor ve ekliyor: “Bizi bazı kıymetli rakiplerimizden ayrıştıran önemli bir özeliğimiz var… Biz ne yapıyorsak kendimiz yapıyoruz. Restorancılık, yeme-içme sektöründe markamızı kimselere emanet etmiyoruz. Kendi markamızla, kendi kaynağımızla, kendi yatırımımızla ve kendi çalışanımızla hızla büyüyoruz.”

Divan hem gastronomide hem otel hizmetlerinde çıtayı daha da yukarıya doğru zorlamayı amaçlıyor. Marka yolculuğunda gençleşme ve yenilenme hedefiyle yeni strateji ve projeler geliştiren Divan, dekorasyonundan ürünlerine ve lokasyonlarına kadar bu hedef doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor. Bu durumu şöyle ifade ediyor Murat Tomruk: Bizim restorancılık alanında iki konseptimiz var. Başta Brasserie’lerimiz. İlk akla gelenleri Kalamış, Bebek, yeni açtığımız Fuaye ve Çankaya. Bu mekanlarımızda yeme içme için daha uzun süre harcayan misafirlerimiz örneğin ağır ateşte pişmiş dana kürek veya enginarlı levrek yerler. Her daim kaliteli menüler sürekli yenilenir.”

“Diğer yanda ise Pub’larımız var. Pub konseptinde daha ziyade rahat, samimi bir atmosfer olması lazım. Paylaşımlı tabaklar, gençlere hitap eden pratik yiyecekler gibi unsurları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Biz de yeni projelerimizde gerek mimari detayları gerekse operasyonel unsurları bu gözle ele alarak Bodrum’da ve City’s İstanbul’da konsept Pub’larımızı açtık. Şu anda üç tane daha yeni Pub projemizin inşaatı devam ediyor… Misafir algısında bu iki konseptin bazı lokasyonlarda birbirinin üzerine geçtiğini gözlemliyoruz. Ben genellikle pek iddialı yorumlarda bulunmam fakat altına imza atabileceğim şey şu. Bu sene sonu geldiğinde açacağımız yeni birimlerle, gerçekleştireceğimiz pazarlama etkinlikleri ile Divan Brasserie “Divan Pub’ın farkını misafirlerimiz hissediyor olacak.”

“Divan, yepyeni hedefleri doğrultusunda, köklü kültürünün ışığında her geçen gün büyümeye ve kalitesini durmaksızın artırmaya devam ediyor.”

“Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz”

Divan, sürdürülebilirlik alanında da önemli adımlar atıyor. “Biz atıklarımızı ölçüyoruz. Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz. Atıklarımızı nasıl azaltırız diye bakıyoruz. Bunu tüm restoranlarımızda yaygınlaştıracağız. Koç Topluluğu, sürdürülebilirlik alanında ülkemize liderlik yapıyor. Biz de ofislerimizdeki tek kullanımlık plastikleri sıfırladık. Fabrikamızın bütün elektrik ihtiyacını karşılayacak büyüklükte bir güneş enerjisi tarlası yatırımını Malatya’da gerçekleştiriyoruz.”

“Çok hızlı bir şekilde turizm, yeme-içme personeli yetiştirmemiz gerekiyor”

“Sektörümüzün şu anda en öncelikli gündemi kaliteli iş gücü. Yetişmiş turizm ve yeme-içme personeli ülkemiz açısından sürekli artan ve artacak bir ihtiyaç. İnsanımız zeki, çalışkan ve misafirperver. Ancak genç nesil için daha odaklı ve teşvik edici bir turizm kariyer gelişim planına ve yönlendirmeye ihtiyaç olduğu da aşikâr. Halihazırda üniversitelerimiz ve turizm meslek liselerimiz sektörümüze iş gücü yetiştiriyorlar, ancak bu daha da artmalı, bizler bu konuda daha fazla destek vermeliyiz. Örneğin yaşadığımız elim deprem felaketi sonrasında yeniden inşa edilen Güneydoğu Anadolu Bölgemizde, planlı bir şekilde yeni projeler yapabiliriz. Bu bölgelere turizm üniversitesi açıp, tüm Türkiye’nin turizm ve gastronomi ihtiyaçlarını bu bölgemizden de karşılayabiliriz.”

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.